Dikkat Eksikliği Ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) Nedir?
DEHB, benzer gelişim düzeyindeki çocuklara oranla, bir konuya dikkati verme ve sürdürme güçlüğü, aşırı hareketlilik ve dürtü kontrolü eksikliği olarak tanımlanmaktadır. Okul çağı çocuklarında yaklaşık olarak %5-7 oranında görülmektedir. Erkek çocuklarında kızlara oranla 3-4 kat daha sıktır. Genellikle erkek çocuklarda hiperaktivite daha çok ön plandayken kızlarda dikkat eksikliği şikâyeti daha çok görülmektedir. Genellikle ilkokula başladıktan sonra tanı konulmakla birlikte belirtiler vakaların büyük çoğunda okul öncesinde de fark edilmektedir.
Dikkat Eksikliği Ve Hiperaktivite Bozukluğu Belirtileri Nelerdir?
Tanımdan da anlaşılacağı üzere belirtileri dikkat eksikliği, hiperaktivite ve dürtüsellik olmak üzere üç ana grupta toplanmaktadır. DEHB olgularının büyük çoğunluğunda hem dikkat eksikliği, hem de hiperaktivite bulunmakla beraber bazı vakalarda hiperaktivite olmaksızın dikkat eksikliği ya da dikkat eksikliği olmaksızın yalnız hiperaktivite olabilir. Belirti grubundan sadece bir olsa da her halükarda tanı Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olarak isimlendirilmektedir. Şikâyetler en az 6 aydır bulunuyor olmalı ve en geç 12 yaşından önce başlamalı, 7 yaşından önce mutlaka bazı belirtiler bulunuyor olmalıdır.
Dikkat Eksikliği Belirtileri :
Etkinlikler, ders ya da oyunlar esnasında dikkat süreleri yaşıtlarına göre daha kısadır. Bu durum özellikle okula başladıklarında göze batar ve dikkat eksikliği olan çocuklar öğretmenlerini uzun süre dinleyemezler ve ara vermeden ders çalıştıkları zaman da genellikle çok kısa olur.
Sınıfta dikkatleri kolayca duydukları bir sese, arkadaşlarının bir hareketine veya akıllarına gelen bir olaya kayıp dersi takip etmekten koparlar. Genelde dalgın görünürler, adeta bedeni sınıfta ama aklı sınıfta değildir. Okurken ve yazarken sık hata yaparlar. Dikkatlerini ayrıntılara veremedikleri için soruları eksik veya yanlış okumaları ve bildikleri soruları yanlış cevaplamaları sık görülür. Özellikle zor soruları cevaplayıp kolay soruları yanlış cevaplamalarıyla öğretmenlerini şaşırtırlar.
Ödev yapmak gibi dikkat gerektiren görevler dikkat eksikliği olan çocukların çok zorlandıkları sevmedikleri bir iştir. Anne babalar, dikkatlerinin hemen başka bir şeye kaydığını, yarım saatte bitebilecek bir ödevin saatler sürdüğünü ve bütün akşamlarının ödev yaptırma mücadelesiyle geçtiğinden yakınırlar.
Sıradan günlük işlerde unutkanlıkları çok sık görülür ve bu unutkanlık nedeniyle ders araç-gereçlerini, kişisel eşyalarını kaybederler. Tüm çocuklarda bu tür sorunlar zaman zaman görülebilse de kış günü bir çocuğun montunu okulda unutmasını normal bir unutkanlık değildir. Unutkanlıkla ilgili dile getirilen bir diğer sorun ise “Marketten üç-dört çeşit malzeme istersek en az birini almayı mutlaka unutur” şeklinde olur.
Hiperaktivite Belirtileri :
Hiperaktif çocuklar akranlarına göre daha aktiftirler. Sürekli bir koşuşturma içinde olurlar. Aileler “Sanki motor takılmış gibi”, hatta bir babanın ifadesiyle “Galiba bizim çocukta nükleer santral takılı” şeklinde tanımlarlar bu durumu. Oyunlarında kurallara uymakta zorlanırlar. Bu yüzden arkadaşlarıyla sorun yaşarlar ve “mızıkçı, oyun bozan” şeklinde etiketlenirler.
Hiperaktivite sorunu olan çocuklar evde, okulda, oyunlarda daha fazla kazalara maruz kalırlar. Düşme, bir şeylere çarpma, bir yerlerini yaralama başlarına çok gelir. Karşıdan karşıya geçerken sağına soluna bakmama, aniden caddeye fırlama, bahçe duvarı, direk gibi yerlere tırmanma gibi riskli davranışlar sergilerler. Örneğin bisikletten düşme, evde koşuştururken eşyalara çarpma, şakalaşırken dozunu ayarlayamayıp arkadaşının canını yakma sık görülür.
Okulda ders esnasında yerlerinde oturmakta zorlanırlar. Çöp atmak, kalemini açmak, tuvalete gitmek gibi bahanelerle sık sık yerlerinden kalkarlar. Bunun dışında kalemini, silgisini düşürüp almak, arkadaşını dürtmek, rahatsız etmek ve çok konuşmak en çok şikayet edilen sorunlardır. Öğretmenleri “Sınıfta oturması gereken yer hariç her yerde onu görüyorum.” yakınmalarını dile getirirler. Hiperaktivitenin bir diğer belirtisi de çok konuşmadır. Bu nedenle de “Eli dursa ayağı durmaz, ayağı dursa ağzı durmaz.” şeklinde nitelendirilirler. Sınıfta her konuşana cevap yetiştirmeye çalışması ve yorum yapması, gereksiz konuşmalarıyla dersi kaynatmasından şikayet edilir.
Dürtüsellik Belirtileri :
Dürtüsellikte temel sorun bu çocukların isteklerini erteleyememeleridir. Sınıfta, öğretmen soruyu tamamlanmadan cevabı yapıştırır. Bu nedenle öğretmeni “Parmak kaldırıp söz alarak konuşmayı öğretemedim.” diye şikayet eder. Sırasını beklemekte güçlük çekerler ve bu durum yukarıda da belirtildiği gibi oyun bozanlık yapmalarına sebep olur. Başkaları konuşurken, onların sözü bitmeden araya girer, kendilerinin hemen dinlenilmesini isterler ve bu sebeple sık sık anne-babasının, arkadaşlarının sözünü keserler.
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Nedenleri
Genetik Nedenler
DEHB’nun nedenleri arasında ilk sırayı genetik yani kalıtım almaktadır. Bunu destekleyen kanıtlar ise tek yumurta ikizlerinin ikisinde de görülme oranının % 80’e varan yüksek bir oranda olması, çift yumurta ikizlerinde % 40-50, ikiz olmayan kardeşlerde ise % 30 civarında görülmesidir. Birinci derecede akrabalarda DEHB olması riski 4-5 kat artırmaktadır.
Beyindeki Yapısal ve İşlevsel Anormallikler
Aslında beyinde pek çok bölgede DEHB olgularında anormallik saptanmaktadır. Ancak en çok ön plana çıkan bölgeler, prefrontal korteks denilen beynin ön dış bölgesi ve bazal ganglionlar dediğimiz beyinin iç kısımlarında bulunan sinir hücresi kümeleridir. Bunların dışında beyincik de sorumlu tutulan alanlardan birisidir.
İşlevsel anormallik olarak ise beyinde bahsedilen bölgelerin yeterince aktive olmamasıdır. Yapılan beyin görüntüleme çalışmalarında yukarıda bahsedilen beyin bölgelerinin sağlıklı yaşıtlarına göre daha az çalıştığı gösterilmiştir.
Nörotransmitter Anormallikleri
Nörotransmitterler beyin hücreleri arasında sinyal iletimini sağlayan dopamin, noradrenalin gibi aracılardır. DEHB’nun sebebi de dopamin ve noradrenalinin salınımında ve bunlara cevap veren reseptör duyarlılığında bozukluk yaşanmaktadır. Noradrenalin istenilen sinyalin iletiminde etkili iken, dopamin gürültünün baskılanması yani dışarıdan veya kendi aklımıza gelen çeldirici uyaranların baskılanmasından sorumludur.
Diğer Sebepler
Kurşun, gebelikte annenin alkol ve özellikle sigara kullanımı, doğum travması, düşük doğum ağırlığı gibi sebepler DEHB gelişiminde rol oynayabilir. Ebeveynlik becerilerinin yetersiz olması, uygun olmayan disiplin yöntemleri DEHB’ye yol açmaz ancak bu durum DEHB olan çocuklarda belirtileri daha da ağırlaştırır. Beslenmenin etkisi olduğunu dair kanıt yoktur. Ancak çocukları DEHB olan bazı aileler özellikle tatlı, çikolata yedikleri zaman çocuğun hareketliliğinin daha da arttığını dile getiriyorlar.
TANI :
DEHB tanısı, klinik gözlem, muayene, öğretmen ve ailelerden alınan bilgi ile konulur. Bunun yanı sıra Moxo, CAS, Bender, GISD gibi testler tanıyı desteklemede kullanılan yöntemlerdir.
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu Nelerle Karışır, Farkları Nelerdir?
DEHB Belirtileri başta öğrenme bozukluğu, zeka geriliği, depresyon, anksiyete bozukluğu olmak üzere diğer psikiyatrik bozukluklarda da görülebilir.
Disleksi başta olmak üzere öğrenme bozukluğunda temel olarak adından da anlaşılacağı üzere okula başladığından itibaren göze çarpan harfleri, rakamları, okumayı öğrenememe, karıştırma gibi sorunlar görülür ve bu çocuklar da genelde dikkat eksikliğinde olduğu gibi derste çabuk sıkılır ve derse karşı ilgisiz olurlar. (Özgül Öğrenme bozukluğu link) Dikkat eksikliğinde ise öğrenememe sorunu yoktur.
Dikkat, zekanın önemli parçalarından biri olduğundan zeka geriliği olan çocukların dikkat süreleri doğal olarak yetersizdir. Ancak zeka geriliğinde ilave olarak genel bir öğrenme, kavrama geriliği mevcuttur.
Depresyonda olan çocukların durgun, dalgın görünümü dikkat eksikliği ile ya da bazen huzursuzluk tablosu sergilediklerinde hiperaktivite ile karışabilir. Aynı şekilde anksiyete bozukluklarındaki huzursuzluk da hiperaktivite belirtilerine benzer bir klinik tablo oluşturabilir. DEHB’de belirtiler en az 6 ay gibi uzun bir sürelidir ve çok küçük yaşlardan itibaren belirtiler görülürken depresyon, anksiyete bozukluklarının başlangıcı ile müracaat arasında geçen süre daha kısadır.
Psikiyatrik bozuklukların dışında taşınma, okul değişimi, anne babanın boşanması, bir yakınının kaybı, aileden birinin ciddi hastalığı gibi durumlarda da çocuğun dikkatinde ve ders başarısında bozulma görülebilir.
TEDAVİ :
İlaç Tedavisi
Stimülanlar (Metilfenidat)
Yurt dışında başka stimülanlar da bulunmakla birlikte ülkemizde sadece metilfenidat bulunaktadır. Metilfenidatın ise 3 formu bulunmaktadır:
Ritalin 10 mg tablet, Medikinet 10 mg tablet. Etkisi 30 dakikada başlar, 4 saatte biter.
Medikinet retard kapsül. Etki süresi-6-8 saat.
C*** tablet. Etkisi 45 dakikada başlar 10-12 saatte biter.
Kısa etkili form sabah ve öğle kullanılırken uzun etkili formlar sabah bir kez kullanılır. Metilfenidatın etkisi hemen 30 – 60 dakika arasında başlar ve yukarıda belirtilen süre boyunca devam eder, sonrasında etkisi biter. Bu formlardan çocuğun ilaca verdiği cevap, yan etki durumu, okul durumuna göre biri seçilir. Metilfenidatın en sık görülen yan etkisi iştahsızlıktır. Bunun yanında özellikle başlangıçta olmak üzere baş ağrısı, karın ağrısı, bulantı, uykusuzluk yan etkiler görülebilir.
Stimülan Olmayan
Atomoksetin
Atomoksetin stimülan değildir. Uykusuzluk yapmadığı için akşam da kullanılabilir. Etkisi yaklaşık üç hafta sonra görülmeye başlar ve etkisi 24 saattir. Yan etki durumuna göre sabah veya akşam alınabilir.
İLAÇLARLA İLGİLİ YANLIŞ İNANIŞLAR
"İlaçlar Çocukları Uyuşturuyor !"
Stimülan adı üzerinde uyarıcı demektir. Yani toplumda yerleşmiş olan -ilaçların çocuğu uyuşturduğu- inancının tersi etki mekanizması vardır. Aileler hiperaktif çocuklarının normale dönmesini uyuşukluk olarak adlandırabilmektedirler. Ancak vakaların % 5 gibi çok az bir kısmında ilacın etki mekanizmasının tersine gerçek durgunluk görülebilmektedir.
"Bu İlaçları Kullananlar Uyuşturucuya Alışıyor ! "
Tedavi kullanan DEHB vakalarında uyuşturucu kullanma oranı ilaç kullanmayan , tedavi görmeyen DEHB’lilere göre çok daha düşüktür. Yani aslında ilaç tedavisi uyuşturucudan koruyucu etkiye sahiptir.
"İlaçlar Boy Uzamasını, Kemik Gelişimini Engeller ! "
Metilfenidat en az 50 yıldır kullanılan bir ilaçtır. Yapılan uzun süreli izlem çalışmalarında metilfenidat kullananların beklenen boylarından daha kısa kaldığına dair net bir bulgu saptanamamıştır.
İlaç Dışı Tedaviler
Psikoeğitim
Anne babaya DEHB’nin büyük oranda genetik geçişli bir bozukluk olduğu, dikkat eksikliği ve hiperaktivite belirtilerinin kontrol edilmesinin çocuğun elinde olmadığı anlatılır. DEHB’li çocuklar her gün anne babadan, öğretmenlerinden ve arkadaşlarından sürekli eleştiri alırlar. Bu sebeple bu çocukları en küçük olumlu davranışları bile fark edilmeli ve övülmelidir.
Çizelge oluşturarak evde ve okulda yönergeleri yerine getirmesi için ödüllendirme yöntemi kullanılabilir. Öfke ve saldırganlık davranışlarında mola yöntemi kullanılabilir. Komutlar net olmalıdır. Mesela “ödevini yapma zamane gelmedi mi” yerine “saat … oldu ve ders çalışma saati!” gibi net mesajlar verilmeli. Eleştiriler “Sen zaten tembelsin, hep kavga edersin” gibi genel değil, "bugün ödevini yapmamışsın, okulda arkadaşına vurmuşsun” şeklinde olaya spesifik olmalı, etiketleme olmamalı.
Davranışların sonuçlarının ne olacağını çocuk önceden bilmeli. Kavga etmenin cezasının ne olacağını, olumsuz davranışları örneğin ne kadar süre yapmazsa hangi ödülü kazanacağı gibi net olunmalı. Kurallarda tutarlılık ve kararlılık olmazsa olmaz gerekliliklerdir. Bir gün onaylamadığımız bir davranışa ertesi gün göz yummak, babanın hayır dediğine annenin evet demesi çocukların kuralları benimsemesini engeller.
DEHB’DE BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI TEDAVİ (BDT) UYGULAMALARI
DEHB’de çocukların düşünmeden hareket etme sorununu çözme, ayrıntılara dikkat etmeyi geliştirme, karşılaştıkları sorunlara alternatif çözüm bulmayı öğrenme, kendi duygularını ve karşısındakinin duygularını tanıma, duygu – düşünce ilişkisini kurma alanlarını içeren DUR DÜŞÜN adında yapılandırılmış BDT yöntemidir.
Ankara Papillon Akademi psikiyatri ve psikolojik danışmanlık merkezimizden randevu almak için aşağıdaki butonu tıklayabilirsiniz.
İlgili Aramalar :
Ankara Psikolog, Çankaya Psikoterapi, Ankara Klinik Psikolog, Sınav Stresi, Okul Reddi, Psikoterapi, Anksiyete Bozukluğu, Sosyal Fobi, Anksiyete, Kaygı, Psikoterapi