DİSLEKSİ NEDİR?
Disleksi Çocuğun yaşına, eğitimine ve zekasına göre okuma başarısının beklenenin altında olması şeklinde tanımlanır. ‘Dis' - ‘güçlük, 'leksia ‘- “sözcükler” kelimelerinin birleşiminden oluşan disleksinin kelime anlamı okuma güçlüğü demektir. Aslında disleksi öğrenme bozukluklarından sadece bir tanesidir. Ancak toplumda en çok bilinen ve yaygın olan öğrenme bozukluğu tipidir.
ÖĞRENME BOZUKLUĞU NEDİR ?
Gösterilen herhangi bir fiziksel ya da nörolojik bozukluğa, otistik spektrum bozukluğuna, mental retardasyona ya da eğitim olanaklarının yetersizliğine bağlı olmayan okul becerilerindeki yetersizlikler öğrenme bozuklukları olarak tanımlanmaktadır. Öğrenme bozukluklarının aşağıda bahsedileceği üzere okul öncesinde de bazı belirtileri görülse de asıl sorun ilkokula başladığında görülmektedir.
ÖĞRENME BOZUKLUĞU BELİRTİLERİ
Bu çocuklar okula başladığında okumayı sökmekte, rakamları, matematik işlemlerini öğrenmekte zorlanmaktadırlar. Okul becerilerinde geri kalmaları özgüven kaybı, kaygı bozuklukları ve depresyon gelişimine yol açabilmektedir. Özellikle tahtada yazılanı deftere geçirmekte zorlanırlar. Çünkü bunun için önce tahtadaki yazıyı okumaları, akılda tutmaları ve son olarak deftere yazmaları gerekir. Bu üç aşamada sıkıntı yaşadıkları için genelde yetiştiremezler. Bu nedenle de aileler sıklıkla ödevlerini defterine yazmadığından ve diğer arkadaşlarından veya sınıf annesinden ödevlerini aldıklarından şikayet ederler.
Özel öğrenme güçlüğü olan bireylerde konuşmanın gecikmesi, sözcük dağarcığının yaşa uygun olmaması dikkat çekicidir. Bu bireyler sözcük bulmada, bilinen objeleri, eylem sözcüklerini isimlendirmede, ses ya da hecelerin ardışıklığını (şeftali-feştali vb.) öğrenmede, sözcükleri doğru telaffuz (para-pala vb.) etmede, basit kafiyeli sözcükleri (taç-maç vb.) öğrenmede zorlanır. Hikâye anlatmaya veya dinlemeye ilgi duymaz. dayı-amca, hala-teyze-yenge gibi isimleri karıştırırlar. Günleri, haftaları, ayları özellikle de saati, saat hesaplamalarını kavramakta zorlanırlar.
Bu tanının konulabilmesi için gerekli girişimlerde bulunulmasına rağmen öğrenme güçlükleri en az 6 aydır sürüyor olmalıdır.
Yaygınlık
Öğrenme bozukluğu okul çocuklarının yaklaşık %5’inde gözlenir ve bu çocukların %50’ye yakını özel eğitime ihtiyaç duyarlar. Erkek çocuklarda görülme oranı kızların iki katıdır.
Disleksi Çeşitleri
Okuma esnasında ortografik, fonolojik ve semantik sözlük birlikte çalışır. Bu kelimeleri şu şekilde tanımlayabiliriz. Beynimizi bilgisayar olarak düşünürsek ortografi word dosyası, fonoloji ses dosyası, semantik sözlük ise kelimenin ne anlama geldiğini belirten dosya ya da sözlüktür. Okuma esnasında bu üç dosyanın aynı anda çalışması gerekir.
Ortografik sözlük iyi çalışmazsa yüzeyel disleksi görülür. Bu tür disleksisi olanlar heceleyerek okur ve sözcük oluşturmada sıkıntı yaşarlar ve dolayısıyla okuma hızları düşük olur. Ancak okuduklarını anlamada sorun olmayabilir.
Fonolojik sözlükte sıkıntı yaşayan çocuklar tipik olarak sessiz okumada daha hızlı iken sesli okumada zorlanırlar. Bilgisayar diliyle, word dosyası ile aynı anda ses dosyasının çalışmamasına benzeyen bu duruma ise fonolojik disleksi adı verilir.
Semantik olarak sorun yaşayan çocuklar ise okuduğunu anlamada sıkıntı yaşarlar. Örneğin “elma” kelimesini okuduğunda çocuğun zihninde tadı, rengi, büyüklüğü, bir meyve olduğu gibi bilgilerin canlanması gerekir. Okuma esnasında bu olmadığında okuduğunu anlama güçleşir. Bu gruptaki çocuklar akıcı bir şekilde okuyabilse bile okuduğunu anlamakta zorlanırlar. Bahsettiğimiz bu üç sözlükten birinde ya da üçünde birden sorun olabilir.
DİSLEKSİ BELİRTİLERİ NELERDİR ?
Disleksik olan çocuklar okumayı sökmekte, harfleri öğrenmekte, harflerden hece, hecelerden kelime oluşturmakta zorlanırlar. Okurken çok sık hata yaparlar. Hatalar atlamalar, eklemeler ve kelimelerin çarpıtılması tarzındadır. Örneğin “Yaklaşmıştı – kayalmıştı” şeklinde hece döndürme, “görev-ödev” tarzında eşanlamlısını okuma tarzında hatalar görülür. Metni okurken okuduğu kelimeye geri dönme, satır atlama ya da aynı satırı tekrar okuma tarzında hataları olur. Çocuğun okuma hızı yavaş ve sıklıkla anlama sorunlarıyla birliktedir. İlkokulda çocukların ortalama dakikada okudukları kelime sayısı 1. Sınıfta 45, 2. Sınıfta 73, 3. Sınıfta 91, 4. Sınıfta 97 olarak bulunmuştur. Okuma hızının yavaş olup olmadığını belirlemek için bu bilgiler referans alınmaktadır.
Ses ayrım bozuklukları ve kelimeleri arka arkaya söyleme güçlükleri yaşarlar. Mesela “S ve Ş” harflerini aynı şekilde duyar ve o şekilde kullanırlar. Sağ-sol ayırımını iyi yapamadıklarından harflerin yerlerini de değiştirirler. Okuma bozukluğu olan birçok çocuk okumaktan ve yazmaktan hoşlanmaz ve kaçınır.
OKUL ÖNCESİ BELİRTİLER
Öğrenme güçlüğü olan çocuklarda ilkokul öncesinde de bazı belirtiler görülebilmektedir. Konuşma gecikmesi ve sözcük dağarcığının yaşıtlarından geri olduğu görülür. Ayrıca konuşurken sözcük bulmada, bildikleri nesne, kavram ve eylem sözcüklerini adlandırmada, ses ya da hecelerin ardışıklığını (başka-bakşa vb.) öğrenmede zorlanırlar. Konuşma esnasında harflerin telaffuzunda güçlük (para-pala), yanlış harfleri kullanma, tekerlemeleri ve şarkıları öğrenmede zorlanma, , yönergeleri hatırlamada ve takip etmede sorunlar görülebilir. Sağını solunu karıştırmaları sık görülür. Bunun dışında büyük-küçük, uzun-kısa gibi kavramları, birbirine karıştırırlar, renkleri ve rakamları öğrenmekte zorlanırlar.
YAZILI ANLATIM BOZUKLUĞU (DISGRAFI)
Yazarken özellikle b-p-d, m-n gibi harfleri sık karıştırırlar. Harfleri farklı yönlere eğik şekilde yazarlar. Yazıda yavaşlık ve yetiştirememe sıktır. Özellikle kalemi fazla sıkı tuttukları için yazarken çabuk yorulurlar. Dikte ettirilerek yazmada harf ve hece eksiklikleri noktalama işaretleri, büyük küçük harf kullanımı ile ilgili hatalar sık görülür. Okuma da olduğu gibi yazmayı da sevmezler.
MATEMATİK BOZUKLUĞU ( DİSKALKULİ)
Çarpım tablosunu ezberleyememe, doğru ve akıcı hesaplamada zorlanma görülür. Sayıları, bunların büyüklüğünü ve ilişkisini kavrayamayabilir, sayısal hesapların ortasında kaybolur ve işlemi değiştirebilir. Problem sorulduğunda hangi işlemin yapılacağını karıştırır. Sayısal akıl yürütmede zorlanır. Örneğin bir problemde 20 lira verdin 2 ekmek aldın para üstü ne kadar alman gerekir diye sorulduğunda, 25 lira olarak bulduğu cevabın çelişkisini fark etmeyebilir.
DİSLEKSİNİN NEDENLERİ NELERDİR ?
Disleksi de dahil öğrenme bozuklukları DEHB, Otizm gibi nörogelişimsel bozukluktur. Yani gebelik süreci dahil erken çocukluk dönemlerinde beyin gelişimindeki farklılıklardan kaynaklanmaktadır. Genetik % 30 – 40’ında pozitif aile öyküsü vardır. Tek yumurta ikizlerinde % 80 aşan oranda her iki kardeşte de görülür. Çok sayıda genin etkileşimi ile kalıtıldığı varsayılmaktadır.
Öğrenme bozukluklarında bilginin duyu organları ile algılanması, işlenmesi, kaydedilmesi, çıktı verilmesi yani ifade edilmesi aşamalarının birinde veya bir kaçında sorunlar görülebilir.
Nörolojik Nedenler
Disleksinin yani okumada zorlanmanın temelinde fonolojik işleme kusuru yatmaktadır. Bu kurama göre, bilgisayar diliyle anlatmak gerekirse, disleksili bireylerde beynin sol temporal bölgesinde bulunan ve yazı dosyalarının (grafem) ses (fonem)’e çevrilmesinde kusurun disleksiye sebep olmaktadır. Fonolojik işleme kusurları harf-fonem ilişkisinin öğrenilmesini güçleştirir. En çok kabul gören ve disleksiyi en iyi açıklayan teori budur. Bahsedilen harf-fonem ilişkisinden sorumlu olan ve planum temporale denilen beyin bölgesi normalde sol beyinde daha büyük iken disleksi olanlarda sağda daha büyük veya sağ sol eşittir.
Okuma esnasında normal okuyanlarda beynin arka tarafında iki bölge aktif çalışırken, disleksi olanlarda daha çok beynin ön alt bölgesi aktif çalışmaktadır. Gene okuma sırasında dislektik beyinlerin normallere göre 5 kat daha çok çalıştığı ileri sürülmektedirler. Bu da okurken zorlanmalarıyla uyumludur. Zira bu çocuklar kelimeleri adeta kök söker gibi zorlanarak okurlar.
Beyincik kazandığımız becerilerin otomatikleşmesini ve hızlanmasını sağlar. Öğrenme bozukluğunda beyinciğin görevleriyle ilgili olarak zaman değerlendirme kusurları, el yazısı ve telaffuz, ince motor becerileri gibi alanlarda bozulma görülür. Bilgi işlenmesinin hız ve akıcılığını etkileyerek, okuma bozukluğunda etkili olmaktadır. Aynı zamanda ince motor beceri gerektiren işlerde sakarlık yapmalarına yol açmaktadır.
DİSLEKSİ TANISI NASIL KONULUR ?
Tanıda en önemli araç klinik muayene, çocuğun ayrıntılı öyküsü, aile ve öğretmenlerinden alınan bilgilerin birlikte değerlendirilmesi ile konur. Görüşmede okuma, okuduğunu anlama, dikte ile yazma, aritmetik becerileri değerlendirilir, defterleri incelenerek yazım hataları incelenir. Öğrenme bozukluğu belirti ölçeği ile aile ve öğretmenden bilgi alınır. Bunun yanı sıra Bender-Gestalt, GISD (görsel-işitsel sayı dizileri), Gessel gelişim figürleri testi, saat çizimi gibi nöro-bilişsel testlerle tanı desteklenir.
Değerlendirmede bir diğer araç ise zeka testindeki Sözel Zeka Puanı (SZP) ile Performans Zeka Puanının (PZP) karşılaştırılmasıdır. Normalde her iki puan değeri birbirine yakındır. Öğrenme bozukluğu olanlarda bu iki alan arasında dengesizlik görülebilir. SZB, PZB’den 15 puan düşükse dil alanında (sol hemisfer işlevi), PZB, SZB‘den 15 puan düşükse görsel-motor-algısal (sağ hemisfer işlevi) alanda sorun olduğu düşünülebilir.
Disleksi Tedavisi
Tedavi olarak çocuk hangi alanda sıkıntı yaşıyorsa ona yönelik eğitsel çalışmalar yapılmalıdır. Örneğin harf ve rakamları karıştıranlar için karıştırdığı harf veya rakamı metinde bulma, benzer ve farklı harf ve rakamları bulma, oyun hamuru ile harf ve rakamları yapma şeklinde etkinlikler yapılabilir.
Sesleri ayırt etmede sorun yaşayan çocuklar için şu tarz etkinlikler faydalı olur: “Kas ve kaz sözcüklerinden hangisinde “sss” sesi duyuyorsun”, “Sel ve pil sözcüklerindeki hangi ses ortak, ser-ver-ses kelimelerinden hangisi farklı sesle başlıyor”, “bak-kot-tak kelimelerinden hangisi farklı sesle bitiyor” tarzında etkinliklerin yanısıra saç-kaç, ton-son, sür-tür gibi kafiyeli sözcük üretme oyunlarıyla ses ayırt etme çalışması yapılabilir.
Sözcüklerdeki ses sırasını (kitap-tipak) karıştırma sorunu için ise “Tarak kelimesinin seslerini sırayla söyle, sırasıyla k, a, l seslerini birleştirirsek hangi kelime oluşur, kitap-tipak kelimelerinden hangisi doğru, sel kelimesinin ortadaki e harfinin yerine başka harf ekleyerek hangi kelimeleri üretebiliriz” gibi etkinliklerle sorunu azaltılabilir.
Kavramları karıştıran çocuklarla “ hangisi büyük-küçük, az-çok, ağır-hafıf, uzun-kısa, kalın-ince, benzer-farklı” sorularıyla ölçü ilgili kavramlar, “hangisi içinde-dışında, üzerinde-altında, uzağında-yakınında, yüksekte-alçakta, önünde-arkasında, sağında- solunda-arasında” gibi etkinliklerle mekânsal konumla ilgili kavramlar çalışılabilir.
Yönleri karıştırma sorunu olanlarda bir nesneyi saklayıp sağ-sol, yukarı-aşağı gibi ipuçları vererek bulma çalışması yapılabilir.
Okumayı hızlandırmak için süre tutarak aynı sayfayı tekrar tekrar okutmak yararlı olacaktır. Bu yöntemle çocuğun kelimeleri bir bütün olarak görebilmesi için aşinalığı artacak ve her defasında dakikada okuduğu kelime sayısı artacağı için motivasyonu da yükselecektir. Bu arada küçük de olsa bu artışlar takdir edilmelidir.
Koro halinde okuma özellikle yazıyı sese çevirme yani fonolojik sıkıntısı olan çocuklar için faydalı bir yöntemdir. Gözüyle okuduğunu yanındakinden duymak sesli okumasına yardımcı olur.
Yazılı anlatım bozukluğunda dikte çalışması yapmak ve yazım hatalarını kendine buldurma harflerle ilgili farkındalığı artıracaktır.
Sıralama sorunu olan çocuklarda, haftanın günleri, ayları, mevsimleri, sayıları, alfabeyi sırayla sayabilme, bir zaman diliminin öncesini ve sonrasını (Cuma’dan önce hangi gün gelir, Temmuz’dan sonra hangi ay gelir gibi) söyleme, çalışmaları yapılmalıdır.
Bireysel desteklere rağmen ilerleme kaydedemeyen çocuklar ise özel eğitime yönlendirilmelidir.
Papillon Akademi olarak özgül öğrenme güçlüğü yaşayan çocuklarınız için tıbbi tanılama, eğitsel değerlendirmede ve çocuğunuzun gereksinimlerinin tespit edilmesinde size yardımcı olabiliriz.
Ankara Papillon Akademi psikiyatri ve psikolojik danışmanlık merkezimizden randevu almak için aşağıdaki butonu tıklayabilirsiniz.
İlgili Aramalar :
Ankara Psikolog, Çankaya Psikoterapi, Ankara Klinik Psikolog, Sınav Stresi, Okul Reddi, Psikoterapi, Anksiyete Bozukluğu, Sosyal Fobi, Anksiyete, Kaygı, Psikoterapi