Yapım yılı 2014 yani üç yıl öncesine ait ve o günden bugüne yankı uyandıran bir film olduğu su götürmez bir gerçek. Bu hafta Whiplash'i seçmemin sebebi ise filmin en derin katmanlarına dahi sızdırılan mükemmeliyetçilik olgusu. Whiplash 2014 yılının Oscar filmlerinden bir tanesi. En iyi yardımcı oyuncu Oscarı dahil olmak üzere 3 dalda Oscar ve toplamda 88 ödül kazandı. 

Whiplash: Sınırlarını Zorla

Whiplash Senaryosu, Shaffer Üniversitesi’nde bateri çalan konservatuar öğrencisi Andrew Neiman ile orkestra şefi Terrence Fletcher’ ın yollarının kesişmesi sonucu başlayan bir hikayeye dayanıyor. Başta oldukça iyi niyetli bir yaklaşım sergileyen Fletcher, yeteneğiyle yücelttiği Neiman’ ı hemen ardından zayıf noktalarından vurarak aşağılamayı eksik etmiyor. Yaşadıkları karşısında şaşkına dönen Neiman ise bu duruma ayak uydurmakta zorlansa da vazgeçmiyor ve mükemmeliyetçi öğretmeninin mirası olan “en iyiyi isteme arzusu” nu doruk noktasına ulaştırıyor.

Asil davulcu olduğunda başarıyı yakaladığını düşünen Neiman koltuğunu kaptığı ve koltuğunu kaptırdığı iki kişinin de çalışmalarda yer alması sebebiyle her an hayallerine veda edebileceğini anlıyor. Başlarda tatlı rekabet olarak görülse de Neiman’ ın içinde büyüyen hırs ve tutku onu efsane davulcu olma yoluna sokuyor ve Neiman bu yolda her şeyi göze alan biri haline geliyor. Hissettiği hiçbir duygu, yaşadığı hiçbir olay sahneye çıkmasına engel olamıyor. Kaza geçirmek dahi!

Onun için başarılı olmak demek en iyisine ulaşana kadar durmadan çalışmak demek. Onun hayatında hataya asla yer yok.

Whiplash: Mükemmeliyetçilik Açısından Bir Değerlendirme

Mükemmeliyetçilik, kişilerin hayatta orta yol denen şeyin varlığını reddetmesi sonucu “ya hep ya hiç” düşüncesiyle hareket etmesini ifade eder. Kendilerine koydukları aşırı yüksek standartlar istedikleri sonuca ulaşmalarını engelleyen bir duvar olarak karşılarında durur. Yine de bir duvarı aşmaya çalışmaktan vazgeçmezler. Bu durum bir süre sonra kısır bir döngüye dönüşür.

Mükemmeliyetçiler, sevgi ve onaylanma gereksinimleri bağlamında diğerlerinin bakış açıları, istek ve gereksinimlerine karşı duyarlılık gösterememektedirler. Onlar, aşırı benmerkezci düşünce biçimlerinden ötürü, değişimin diğer bireylerce gerçekleştirilmesini beklemektedirler. Mükemmeliyetçilerin bu eğilimleri, kişiler arası ilişkilerini ve iletişim becerilerini geliştirmek yerine daha da içinden çıkılmaz bir durum oluşturmaktadır (Tuncer, Voltan-Acar 2006). Fletcher’ ın saygınlığını koruma güdüsüne dayanarak müzisyenlerinin isteklerini hiç sayması, onları aşağılaması, bir gün göklere çıkarsa bile ertesi gün gruptan atması bu durumu doğrular niteliktedir. Yine kendi davranışlarını doğru ve yerinde bulması ve diğerlerinin yapmaya çalıştığı şeyi anlamadıklarını savunması “ben normalim, onlar değişsin” tezine paralel ilerler.

Erözkan (2009), ya hep ya hiç düşünme eğilimi nedeniyle, düşüncelerin odak noktasına bağlı olarak bireylerde genellikle depresyon, anksiyete ve öfke görülebildiğini ifade eder (Akt. Hamarta 2009). Fletcher’ ın intihar eden öğrencisi burada akla gelen ilk örnek oluyor. Uzun süren sancılı provalar sonucunda en iyiye ulaştığını zannetse de benliğini kaplayan derin depresyondan kurtulamayan bu genç hayata gözlerini yumar. Fletcher ise bu durumu öğrencilerine bir trafik kazası olarak lanse eder. Onun için vefat eden genç, başarıda doruk noktasına ulaşmıştır.

Forest Gump Film Analizimizi de okumak isteyebilirsiniz.

Bu film için söyleyebileceğim bir şey daha var. Whiplash’i izleyenlerin özellikle caz müzik severlerin mutlu olacağını söyleyebilirim. Prova sahneleri zaman zaman gerilmenize sebep olsa da müziğin ritmine uymanıza olanak tanıyor.

Ben filmi çok beğendim umarım izlediğiniz de siz de beğenirsiniz. İyi seyirler...

KAYNAKÇA :

Tuncer, B., Voltan-Acar, N. (2006). Kaygı düzeyleri farklı üniversite hazırlık sınıfı öğrencilerinin mükemmeliyetçilik özelliklerinin incelenmesi.  Kriz Dergisi, 14 (2),

Hamarta, E. (2009). Ergenlerin sosyal kaygılarının kişilerarası problem çözme ve mükemmeliyetçilik açısından incelenmesi. İlköğretim